Erba Katliamı, Milan’ın pg’si: “Masum Olindo ve Rosa”

ahmetbeyler

New member
Milan Temyiz Mahkemesi savcı yardımcısının harekete geçirdiği bir diğer saldırı da, Brescia Temyiz Mahkemesinden “Erba katliamıyla ilgili” duruşma talimatını yenilemesini istemek. Teknik müşavirliği hazırlayan 57 teknik danışmanın yöntemleri, teknolojileri, yaptıkları kontroller ve elde ettikleri sonuçlar hakkında incelenmesini istiyor. Savcı ayrıca gerçeğe ve adalete göre karar vermek için gerekli olan ek incelemelerin yapılmasını istiyor. Başından beri Erba Katliamı ile ilgili yargıçlar tarafından dikkate alınabilecek birçok unsur bulundu. Bu unsurlar, “tanıma”nın kanıtını güvenilmez, “kan lekesi”nin kanıtını şüpheli olarak değerlendirebilir ve “alışılmışın dışında” olarak tanımlayabileceğimiz şekillerde “itiraflara” yol açabilirdi.





Bu nedenle Brescia İstinaf Mahkemesi’nin 57 teknik danışmanı incelemesi ve Erba katliamının gerçeğe ve adalete göre yargılanmasını sağlamak için daha fazla soruşturma yürütülmesi gerekiyor. Milano İstinaf Mahkemesi Savcı Yardımcısı, işlediği suçla gerçeğin aranma sürecinde önemli bir adım attı.


Bilim, Olindo ve Rosa’yı temize çıkarabilir


“Bugün, 17 yıldan fazla bir süre sonra, bilim -eğer fesih kararında bunu yapmasına izin verilirse- neyse ki, kendi başına, ama her şeyden önce, eylemlerde değil, eylemlerde çok sayıda kritik meseleyle bağlantılı olarak, herhangi bir durumda sağlayabiliyor. Adnkronos tarafından yayınlanan belgede, Olindo Romano ve Rosa Bazzi’nin müebbet hapis cezasının dayandığı üç kanıt sütununu yıkmak için uygun olan bilimsel kesinlikler” yazıyor.





Zorla itiraflar


Cumhuriyet savcısı Cuno Tarfusser, sanıklar aleyhindeki delillerin olgunlaştığı bağlamın “‘hasta’yı tanımlamanın bir örtmece egzersizi olduğu bir bağlam” olduğunun altını çiziyor. Dosyadaki tüm unsurlar göz önüne alındığında, iki sanık cinayet suçlamasından beraat ediyor. Erba Katliamı, delillerin iki sanığı mahkum etmek için yeterli olmadığı, batık bir adalet hikayesidir. İfadeler, görgü tanıklarının ifadeleri, Olindo Romano’nun arabasının kapı eşiğinde bulunan kan lekesi, iki sanığın itirafları ve teknik-bilimsel araştırmalar, ikisinin suçluluğunu göstermeye yeterli değildi. Duruşma, sonunda daha sofistike teknikler ve metodolojilerin yardımıyla karşılanan gerçek bir adalet mücadelesiydi. Erba Katliamı, İtalyan yargı tarihinin en tartışmalı davalarından biri olmaya devam eden, batık bir adalet hikayesidir.

Süreci yeniden başlatmak için yeni kanıtlar


Düzeltme talebi, ceza muhakemesi kanununun 630. maddesinde öngörülen dört hipotezden ikisiyle bağlantılıdır, yani “mahkumiyetin ardından hükümlünün beraat etmesi gerektiğini gösterecek ‘yeni delillerin’ bulunması (c harfi) ve kısmen, d harfinde atıfta bulunulan ‘yeni delil’in bir sonucu olarak inen veya cezanın sahte belgeler veya mahkemede de bir sonucu olarak verildiğinin gösterilmesi”.

Mario Frigerio “yanlış hafızanın” tek kurbanı


Olindo ve Rosa’nın suçluluğunu destekleyenler ise Erba katliamından sağ kurtulan tek kişiyi ezici bir delil olarak gösteriyorlar. Erba katliamında eşi Valeria Cherubini’yi kaybeden Mario Frigerio, onun yerine Milan pg’nin güvenilir olmadığını iddia ediyor. “Mario Frigerio’nun hastanede kaldığı süre boyunca psişik durumunun kötüleşmesi ve bilişsel eksiklikleri, kendisi hakkında yapılan sayısız önermeyle dolu yanlış soruşturmacı görüşme teknikleri ve yüzlerin hafızası ve tanınmasına ilişkin kesin ve iyi bilinen bilimsel yasaların açık ihlali. Belgede, Olindo Romano’nun kendisine saldıran kişi olduğu anının sahte bir anı olduğunu ve Mario Frigerio’nun 11 Aralık 2006 akşamı meydana gelen olaylarla ilgili geçerli tanıklık yapmaya uygun olmadığını tartışılmaz bir şekilde kanıtlıyor” denildi. Neredeyse 17 yıldır Erba’daki katliam insanları konuşturuyor ve birkaç kez ‘Le Iene’ programı cümleleri sorguladı. Şimdi, ilk kez bir yargıç, mahkûmiyet kararlarının dayandığı üç delili ‘parçalamaya’ çalışıyor. Özellikle, tanıma ile ilgili olarak, “bu tanımanın nasıl dolambaçlı bir oluşuma sahip olduğunu, onu son derece şüpheli kılan açık ve ciddi kritik unsurlardan etkilendiğini, ancak her şeyden önce, olmasına rağmen, liyakat mahkemeleri tarafından hiçbir zaman incelenip değerlendirilmemiştir”.
 
Üst