Türkiye Maturidi Mi Eşari Mi ?

Berk

New member
Türkiye Maturidi mi Eşari mi?

Türkiye'nin İslamî düşünce hayatında Maturidilik ve Eşarilik, önemli iki akım olarak yer almaktadır. Bu iki kelamî ekol, inanç ve akıl ilişkisi, tevhid anlayışı ve Allah'ın sıfatları gibi temel dini meselelerde farklı yorumlara sahiptir. Bu yazıda, Türkiye'deki dini ve kelamî eğilimlerin Maturidi ve Eşari ekolleri arasındaki yerini inceleyeceğiz. Ayrıca, Türkiye'deki dini düşüncenin hangi akıma daha yakın olduğu konusunda sorular sorarak ve bu sorulara yanıtlar vererek konuyu daha detaylı bir şekilde ele alacağız.

Maturidi ve Eşari Nedir?

İslam düşüncesinde Maturidilik ve Eşarilik, kelam ilmi açısından iki temel okuldur. Maturidilik, özellikle Türk ve Orta Asya İslam dünyasında etkili olmuş ve adı, İmam Maturidi'ye dayanmaktadır. Eşarilik ise İmam Eşari'ye dayanır ve özellikle Arap İslam dünyasında yaygınlaşmıştır.

Maturidilik, aklın, dinî inançların belirlenmesinde önemli bir yer tuttuğunu savunur. Maturidi ekolüne göre, akıl doğruyu yanlıştan ayırmada yetkili bir vasıtadır. Ancak akıl, insanın Allah'ı tanıyabilmesi ve İslam'ın esaslarını anlaması için yeterli değildir, vahiy de gereklidir.

Eşarilik ise, akıl ve vahiy arasında daha çok vahiy lehine bir yaklaşım sergiler. Eşari ekolü, insan aklının sınırlı olduğunu ve dini bilginin ancak vahiy yoluyla elde edilebileceğini savunur. Akıl, sadece vahyin doğruluğunu tasdik edebilir, ama kendi başına hakikate ulaşmakta yetersizdir.

Türkiye'de Hangi Ekol Daha Baskındır?

Türkiye'deki İslami düşüncenin genel olarak hangi akıma daha yakın olduğu sorusu, oldukça tartışmalıdır. Ancak, tarihsel ve kültürel bağlamda Türkiye'deki İslamî düşüncenin büyük oranda Maturidi ekolüne dayandığı söylenebilir. Bunun başlıca nedenleri, Türkler arasında Maturidiliğin erken dönemlerden itibaren yerleşmiş olması, Osmanlı İmparatorluğu'nun da bu akıma büyük ölçüde bağlı kalmasıdır.

Osmanlı döneminde, özellikle medrese eğitimi, Maturidi kelamına dayalıydı. Maturidi, Türkistan'dan Anadolu'ya ve sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'na kadar geniş bir coğrafyada etkili olmuştur. Eşari ekolü ise, daha çok Arap dünyasında etkili olmuştur ve bu ekol, Osmanlı'da genellikle daha sınırlı bir etki alanına sahipti.

Bugün de Türkiye'deki İslami eğitim kurumları ve dini literatür, Maturidi anlayışını temel alır. Diyanet İşleri Başkanlığı, Maturidi akımına daha yakın bir duruş sergileyen bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır.

Maturidi ile Eşari Arasındaki Temel Farklar Nelerdir?

Maturidi ve Eşari akımlarının temel farkları, özellikle Allah’ın sıfatları ve insan aklının dini bilgilerdeki rolü üzerinedir. Maturidi ekolü, aklın da dini esasları anlamada rol oynayabileceğini savunur. Bu ekole göre, insan aklı, Allah’ın varlığını ve birliğini anlamada bir ölçüde yeterlidir. Ayrıca, Maturidilikte insan, Allah’a karşı sorumludur ve bu sorumluluğun yerine getirilmesinde akıl ve irade önemli bir yer tutar.

Eşarilikte ise, akıl sınırlıdır ve insanın dini anlamada aklına güvenilmez. Eşari düşüncesine göre, dini doğrular yalnızca vahiy ile bilinebilir. Allah’ın varlığı ve sıfatları konusunda da akıl, sadece vahyi onaylar, ancak bu bilgiler akıl yoluyla keşfedilemez.

Bir diğer önemli fark, insanın fiillerinin sorumluluğudur. Maturidi ekolü, insanın iradesini daha bağımsız bir şekilde kabul ederken, Eşari ekolü, Allah’ın kudretinin her şeyin üzerinde olduğunu ve insanın fiillerinin de Allah tarafından yaratıldığını savunur.

Türkiye’de Eşari Ekolü Ne Kadar Etkilidir?

Eşari ekolü, Türkiye’de daha sınırlı bir etkiye sahip olmuştur. Bununla birlikte, Eşarilik, özellikle modern dönemde bazı dini camialarda etkisini gösterebilmektedir. İslam’ın esasları hakkında daha katı bir yaklaşım sergileyen bazı hareketler, Eşari görüşleri benimseyebilirler. Örneğin, bazı selefi akımlar ve Suudi Arabistan kökenli bazı dini görüşler, Eşari kelamına dayalı yorumları içerebilir. Ancak bu, Türkiye’deki genel dini düşünceyi yansıtan bir durum değildir.

Türkiye'deki dini camialarda, daha çok Maturidi geleneği ve mezhebi öğretiler hakimdir. Bunun en büyük nedeni, Osmanlı döneminden gelen kültürel miras ve medrese eğitim sisteminin Maturidi anlayışına dayanıyor olmasıdır.

Maturidi ve Eşari Ekolü Türkiye’deki Dini Toplumlarda Nasıl Yer Buluyor?

Türkiye’deki dini topluluklar, genellikle Maturidi anlayışına dayalı bir dini yorum benimsemişlerdir. Bu, hem sünni Müslümanlar arasında yaygın bir anlayış olarak karşımıza çıkmaktadır. Maturidi akımı, Türkiye’deki en yaygın mezhep olan Hanafilikle de uyumlu bir düşünce tarzıdır. Hanafilikte, akıl ve vahiy arasında bir denge gözetilmeye çalışılır ve bu da Maturidi ekolüyle örtüşür.

Türkiye’deki tarikatlar ve cemaatler de, Maturidi akımının etkisi altında kalmışlardır. Bu cemaatlerde, bireylerin dini anlamadaki akıl ve irade özgürlüğü, Maturidi öğretilerle şekillenir.

Eşari ekolüne mensup olanlar ise, Türkiye’de sayıca çok daha azdır. Eşari düşüncenin etkisi, özellikle daha sıkı bir inanç anlayışını savunan bazı küçük dini topluluklarla sınırlıdır. Ancak, Eşarilik, Türkiye’de belirli dini akımlar ve dini metinlerde zaman zaman gözlemlenebilir.

Sonuç

Türkiye, genel olarak Maturidi ekolüne daha yakın bir dini düşünce yapısına sahiptir. Maturidilik, tarihsel olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun eğitim sistemine ve dini anlayışına büyük ölçüde hâkim olmuştur. Bugün de Türkiye’deki dini düşünce, büyük ölçüde Maturidi öğretileri etrafında şekillenmektedir. Eşari ekolü ise, Türkiye’de daha sınırlı bir etki alanına sahiptir ve genellikle daha katı ve vahiyci bir yaklaşımı benimseyen bazı dini topluluklarda görülmektedir.
 
Üst