ahmetbeyler
New member
Ersanel, Rusya-Ukrayna krizini kaleme aldığı köşe yazısında, “‘Zelensky yılbaşını görmez’ diyorlar. Yani dört aylık ömür biçiyorlar. Olağan cümlenin devamı şu; Rusya ile uzlaşacak yeni ve asker güdümlü bir hükümet” tabirlerini kullandı.
“Kiev’de bu kestirmelerin kuralları mevcut mu?” diye soran Ersanel, “Bir, evvel orduyu bilmek lazım.. O denli kolayı da yoktur silahlı kuvvetler tetkiklerinin… Lakin, Zelensky’nin “sahadan haber alamadığına” ilişkin-neredeyse doğrulanmış-oldukça spekülasyon var” diye yazdı.
Benzer durumun ulusal güvenlik ve istihbarat kurumlarında da yaşandığını belirten Ersanel, “çünkü seri misyondan almalar her insanın gözü önünde gerçekleşiyor” dedi.
‘İşin gerçeği kimse kılını kıpırdatmıyor’
Ukrayna ordusu ortasında ‘yırtılmalar’ olduğunu belirten Ersanel, şu sözleri kullandı:
Ordu ortasında; a) Batılı ögelerin tesiri, b) Rusya ile savaşmaktan mutsuzlar, c) yorgunlar, d) ‘Sonuna kadar devamcılar’ olarak genelleştirilebilecek yırtılmalar sayılabilir. Asıl soru da buradan çıkacak; kim darbe yapacak?.. Çok muhtemelen ABD tarafınca desteklenenler. Rusya ile uzlaşı olması mani değil, tercih edilen!
İki, Ukrayna’ya yönelik Batı askerî takviyesine ait her gün bir şeyler okuyoruz ancak işin gerçeği kimse kılını kıpırdatmıyor. Avrupa ülkelerinin stokları-kendileri diyor-güvenliklerini tehdit edecek kadar azalmış durumda! Almanya, İtalya, Fransa esasen açıktan yan çiziyor. En son, ABD’nin vaat ettiği yaklaşık 3 milyar dolarlık yardım ise savunma sanayi müteahhitlerine/taşeronlarına gidecek. Üstelik yıllar alacak bir ödeme. Derman olması mümkün gözükmüyor.
Bizim matbuatın toplamına baktığımızda, ABD ve Avrupa, Ukrayna’ya yağdırıyor sanabilirsiniz. Daha Pazartesi, “Almanya Savunma Bakanı Baerbock, savaş senelersa sürse bile Ukrayna’ya askeri ve mali takviye kelamı verdi” haberini okudunuz. Berlin’de yapılan espri şu: “Baerbock, Zelensky’den de evvel gidebilir”!..
Ciddi örnek de vereyim; 28 Ağustos’ta Alman Sayıştay’ı bir rapor yayınladı; “Emekli aylıkları ve toplumsal sisteme yönelik harcamalar sistematik biçimde arttı. Savaş ve pandemi niçiniyle devlet masrafları beklenmedik oranda arttı. Bu yüzden, 2040 yılına kadar devletin kasasında para kalmayabilir”! “İflas” konuşması üzere değil mi?
aslına bakarsan Amerikan Kongresi’nin sızlanmasından da korkuluyor. Amerika’da her şey artık Kasım seçimlerine bağlandığından, Ukrayna’da karizma çizecek bir tatsızlık istenmiyor.
Üç, Global hava da bozdu. 25 Ağustos’ta, Birleşmiş Milletler’de üyelerin Rusya’yı kınaması için imza açıldı, sonuç; 193 ülkeden 58’ini toparlayabildiler. Mart ayında tıpkı dokümanın imza sayısı 141’di!
‘Biden uzaklık koyuyor’
Dört, İşin renginin değiştiğine ait en kuvvetli emare ise şu; bir kaç gün evvelden Ukrayna’nın Bağımsızlık Günü’ydü. Beyaz Saray/Biden şaşırtan bir kutlama bildirisi yayınladı. Bir kere bile Zelensky yahut Kiev idaresine atıf yapmadı! Yani Biden ara koyuyor.
Beş, Artık ‘zaferden’ bahseden de yok esasen. Herkes “diplomasi” diyor. Lakin savaşan taraf diyorsa, gözünüz ‘beyaz bayrak’ aramalıdır…
“Kiev’de bu kestirmelerin kuralları mevcut mu?” diye soran Ersanel, “Bir, evvel orduyu bilmek lazım.. O denli kolayı da yoktur silahlı kuvvetler tetkiklerinin… Lakin, Zelensky’nin “sahadan haber alamadığına” ilişkin-neredeyse doğrulanmış-oldukça spekülasyon var” diye yazdı.
Benzer durumun ulusal güvenlik ve istihbarat kurumlarında da yaşandığını belirten Ersanel, “çünkü seri misyondan almalar her insanın gözü önünde gerçekleşiyor” dedi.
‘İşin gerçeği kimse kılını kıpırdatmıyor’
Ukrayna ordusu ortasında ‘yırtılmalar’ olduğunu belirten Ersanel, şu sözleri kullandı:
Ordu ortasında; a) Batılı ögelerin tesiri, b) Rusya ile savaşmaktan mutsuzlar, c) yorgunlar, d) ‘Sonuna kadar devamcılar’ olarak genelleştirilebilecek yırtılmalar sayılabilir. Asıl soru da buradan çıkacak; kim darbe yapacak?.. Çok muhtemelen ABD tarafınca desteklenenler. Rusya ile uzlaşı olması mani değil, tercih edilen!
İki, Ukrayna’ya yönelik Batı askerî takviyesine ait her gün bir şeyler okuyoruz ancak işin gerçeği kimse kılını kıpırdatmıyor. Avrupa ülkelerinin stokları-kendileri diyor-güvenliklerini tehdit edecek kadar azalmış durumda! Almanya, İtalya, Fransa esasen açıktan yan çiziyor. En son, ABD’nin vaat ettiği yaklaşık 3 milyar dolarlık yardım ise savunma sanayi müteahhitlerine/taşeronlarına gidecek. Üstelik yıllar alacak bir ödeme. Derman olması mümkün gözükmüyor.
Bizim matbuatın toplamına baktığımızda, ABD ve Avrupa, Ukrayna’ya yağdırıyor sanabilirsiniz. Daha Pazartesi, “Almanya Savunma Bakanı Baerbock, savaş senelersa sürse bile Ukrayna’ya askeri ve mali takviye kelamı verdi” haberini okudunuz. Berlin’de yapılan espri şu: “Baerbock, Zelensky’den de evvel gidebilir”!..
Ciddi örnek de vereyim; 28 Ağustos’ta Alman Sayıştay’ı bir rapor yayınladı; “Emekli aylıkları ve toplumsal sisteme yönelik harcamalar sistematik biçimde arttı. Savaş ve pandemi niçiniyle devlet masrafları beklenmedik oranda arttı. Bu yüzden, 2040 yılına kadar devletin kasasında para kalmayabilir”! “İflas” konuşması üzere değil mi?
aslına bakarsan Amerikan Kongresi’nin sızlanmasından da korkuluyor. Amerika’da her şey artık Kasım seçimlerine bağlandığından, Ukrayna’da karizma çizecek bir tatsızlık istenmiyor.
Üç, Global hava da bozdu. 25 Ağustos’ta, Birleşmiş Milletler’de üyelerin Rusya’yı kınaması için imza açıldı, sonuç; 193 ülkeden 58’ini toparlayabildiler. Mart ayında tıpkı dokümanın imza sayısı 141’di!
‘Biden uzaklık koyuyor’
Dört, İşin renginin değiştiğine ait en kuvvetli emare ise şu; bir kaç gün evvelden Ukrayna’nın Bağımsızlık Günü’ydü. Beyaz Saray/Biden şaşırtan bir kutlama bildirisi yayınladı. Bir kere bile Zelensky yahut Kiev idaresine atıf yapmadı! Yani Biden ara koyuyor.
Beş, Artık ‘zaferden’ bahseden de yok esasen. Herkes “diplomasi” diyor. Lakin savaşan taraf diyorsa, gözünüz ‘beyaz bayrak’ aramalıdır…